Eren Ermiş

Eren Ermiş

[email protected]

Ne alaka ya

11 Şubat 2016 - 11:07

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi ile Silivri Belediyesi arasında yapılmak istenen "iş protokolü" gündeme geldi. AK Parti "hayır", CHP "evet" eli kaldırdı.  İlçemizdeki 1500 metrekarelik çevre düzenleme ve yeşil alan oluşturma işi bu odaya verilecek. AK Parti gurubu, hayır deme gerekçelerini, "Silivri'de de bu işi yapacak peyzaj mimarları var, onlar yapsın. Bir odaya verilmesin" şeklinde açıkladı.

Olay buradan sonra koptu gitti. Meclis'te, gündem dışında her şey konuşuldu. Başkan Işıklar bir anda gerildi, lafları birbiri ardına yapıştırdı.  AK Partili Rıfat Kutlu, "Sayın başkanım biz hayır diyoruz" dedi, Işıklar; "Bir de mühendis olacaksın, keşke veteriner olsaydın"  karşılığını verdi.

Ve aynen şöyle devam etti:

-KUTLU: "Başkanım Silivri'de yapabilecek mimarlar var."

-IŞIKLAR: "900 kilometrekare bir alanı olan bir Silivri’de 1500 metrekare üstünde arsa olan bir yer peyzaj mimarının elinden geçsin. Baktıkça imrendiğiniz ülkeler bu akılla yapılarak bu noktaya gelmiş. Öyle kendi başına isteyen yapsın istemeyen yapmasın, Oda niye denetlesin gibi bir medeniyet anlayışından bahsedemeyiz. Suriye’de, Irak’ta falan olur da burası Türkiye Cumhuriyeti.”     

-KUTLU: "Bahsetmiş olduğunuz gelişmiş ülkelerin hiçbirinde Türkiye Cumhuriyetinin veyahut o ülkelerin üniversitelerinde okuyup diplomasını almış, o mesleği yapma yeterliliğine sahip olan bir insanı bir sivil toplum örgütünün kucağına iten bir zihniyet yoktur."

-IŞIKLAR: "Cehalet kendine hayrandır her zaman. Lütfen hayranlık göstermeyin."

-KUTLU: "Benim konuşmama devam ettirmeyişiniz dahi bu anlayışın ürünüdür. Meclis üyesiyim, rahatsız olmayın, bırakın konuşalım."

-IŞIKLAR: "Polemik yapma. Bunu dışarıda da yapıyorsun, benim o tarafımı kaşıma. Benim bayramlık ağzımı da açtırma. Sen yeni başladın bu işe. Ben sana burada çok güzel cevap veririm çok da mahcup olursun. O konuşmanda gene buna benzer bir hakaret var. Hakarette bulunuyor."

-KUTLU: "Sayın başkanım, bakın sayın başkan diye hitap ediyorum. Benim konuşmamda bir tane kötü sözümü söyleyin, ben de bir şey demeyeceğim. Var mı böyle bir şey…"

-IŞIKLAR: "Benim seninle ne derdim olabilir kardeşim? Sevgiyle saygıyla burada işimizi yapmaya çalışıyoruz. Bu saygıyı kaybettiğin zaman hiçbir şey yapamazsın. Ne muhalefet ne de iktidar görevini yapabilir. Benim özel hayatımla ilgilenerek her hangi bir yerde bunu dillendirerek, hakaret ederek, olmayan bir şeyi varmış gibi halüsinasyon yaratıp söyleyerek siyaset yapılmaz. Siyaset benim yapmadığım veya eksik bıraktığımı burada dile getirmekle olur. Siyaset Silivri’nin önceliklerini konuşmakla olur. Buna hayır denmez. Benim partim hayır dese bile bu konuya ben evet derim. Ben partinin uşağı değilim. Ben partinin üyesiyim. Ama kölesi değilim."

-KUTLU: "Bakın bütün nezaketimle söylüyorum, ben az önceki konuşmamda size hakaret içeren herhangi bir ifade kullanmadım. Gündemimiz peyzaj, Mimarlar Odasıyla yapılan protokol, Silivri’de kahvelerde veya beldelerde konu alınan konuşmalar gündemimizde yok. O konuda eğer rahatsızlık duyduysanız, otururuz ve onları tartışırız."

***

Konuşma sırası aynen böyle. Laf salatalığı olan kısımları elbette özetledim. Yukarıdaki konuşmalardan da anlayacağınız gibi, biri elma diyor, diğeri armut. Biri iktidar, diğeri muhalefet. Bu zıtlaşma normal ama, Başkan Işıklar'ın sözleri anormal. Kutlu ne diyor, Işıklar neden bahsediyor, anlayanınız var mı? Meclis'e ilk defa giren biri, "Ne oluyor la burada" diye şaşırır kalır. Başkan bey, hizmet etmenin raconunu anlatıyor; ama delikanlı gibi tartışma nasıl olur bunu yapmıyor. Başka bir nedenden ötürü içine girdiği psikolojiyi Meclis kürsüsünden dışarı vuruyor. Biz Işıklar'ın tane tane sözlerine, efendiliğine ve beyefendiliğine alışkınken, "siyasi yöneticilik dersi veren" Başkan beyin, bir bakıyoruz ki "derse ihtiyacı" olduğu anlaşılıyor.

Başkan Işıklar'ın alakasız konulara girip farklı ifadeler kullanması, tanık olanların "ne alaka ya" tepkisini verdiği "Bana hakaret ediyorsun" girizgahı, AK Partili Rıfat Kutlu'nun son haftalardaki muhalefetinden kaynaklanıyor. Meclis'te "sayın başkanım" ve "AK Parti, Peyzaj, TMMOB" dışında ağzından başka kelime çıkmayan Kutlu için "Bana hakaret ediyorsun" diyen Işıklar'ın ne yapmaya çalıştığına kimse anlam veremedi. Oysa hadise birkaç gün öncesine dayanıyor. Rıfat Kutlu'nun, "Silivri halkının paraları kumarda harcanıyor" ve "Bulgaristan'da ne işin var?" gibi Işıklar'a yönelik söylemleri... Aradan günler geçmesine rağmen, Işıklar cevap ortamı olarak Meclis kürsüsünü tercih edince, ilçe meseleleri konuşulmadı, üstünkörü geçildi.  

KUTLU FENA ÇARK ETTİ

Meclis kürsüsündeki sözleriyle görenlerin ve duyanların "ağzı açık dinlediği" Belediye Başkanı Özcan Işıklar şaşırtırken, AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu'nun da şaşırtma konusunda az kalır yanı yok desem doğru olur. Olay paylaşımı şu: "Sene 1923 Yunanistan'dan mübadele ile ülkemize gelen soydaşlarımız... Sene 2016 Suriye'den savaş nedeniyle ülkemize gelen kardeşlerimiz... Bu ülke her mazluma, her mağdura kucak açmış koca bir medeniyettir. Bu ülkenin adı kucaktır, anadır, Anadolu'dur... Bu kentin yerlisi, yabancısı, gelmesi yoktur. Bu kent kendisine, bayrağına, namusuna ve şerefine sahip çıkmış her vatandaşın kentidir. Hoş geldiniz! Sefa getirdiniz..."

Bu skandal sözleri okuyan birçok kişi "Kutlu neyin kafasını yaşıyor?" demiştir. Gece yarısından 15 dakika sonra paylaştığı için, "Kafası kıyak" deyip "Kutlu'nun gece yarısı düşlerinden nağmeler" şeklinde düşüneceğim ama; öyle bir insan değil. Mübadele Türkleri ile Suriyeli Arapları aynı kefeye koymak, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun siyasi gaflarını hatırlatıyor bana!.. Mübadeleyi hiç karıştırmayıp Suriyeliler için "Hoşgeldiniz" deseydiniz, eyvallah! Siyasi trafik kazasından ötürü geçmiş olsun diliyor, acil olarak sağlığınıza kavuşmanızı temenni ediyorum.    

YORUMLAR

  • 0 Yorum