Silivri'de siyaset dengesi ve dengesizlik
Eren Ermiş

Eren Ermiş

[email protected]

Silivri'de siyaset dengesi ve dengesizlik

11 Aralık 2018 - 09:46

Silivri’de siyaset, yıllarca iki parti arasında döndü durdu; AK Parti ve CHP. Biri iktidarken diğeri, diğeri iktidarken öbürü muhalefet etti. MHP, zaman zaman gündeme gelen bir muhalefet partisi konumundaydı. 15 Temmuz 2016, siyasette nasıl bir dönüm noktasıysa, insanların iktidara ve muhalefete güvensizliği oy dağılımlarına sebep oldu. 15 Temmuz öncesi ve sonrası Türk siyasetinde eksen kaymalarına şahitiz. Aynı zamanda yeni partilerle birlikte siyasetteki söylemlerin değişeceği beklentisi hayal kırıklığı uğratsa da, varlık gösteren partilerin sayısı 5 oldu. AK Parti, CHP, MHP, İyi Parti ve HDP.
*
2016 sonrası kurulan İyi Parti ile birlikte, 24 Haziran 2018’de yapılan seçim sonuçlarını dikkate alırsak, Silivri’deki yansımaları, aynı Türkiye ölçeğindeki bir durumu ortaya koyuyor. Silivri’de iki partili gündemlerden dört partili gündeme geçtik. CHP’nin iktidarda, AK Parti, MHP ve İyi Parti’nin muhalefette olduğu bir Silivri’de, 24 Haziran seçimleri bizlere gösteriyor ki; kararlı, net ve güvenilir söylemler karşılık buluyor.
Partilerin oy oranlarını, aldıklarını oy sayısını iyi analiz edebilen bu 4 partinin “iktidar hedefini” ortaya koyması ne kadar istekli olduğunu ifade eder. Burada sorulması gereken soru, CHP ve AK Parti’den ziyade “MHP ve İyi Parti Silivri’de iktidar olmak istiyor mu?” olmalı.
İki partili Silivri siyasetinden, dört partinin ciddi varlık gösterdiği bir siyasete geçildi. İlçedeki hizmet sorunları, yerel iktidara güvensizlik, genel iktidarın verdiği rahatsızlıklar, vatandaşları alternatiflere yöneltiyor ama, alternatifler bu yönelmeleri nasıl karşılıyor?
*
24 Haziran’da yapılan ittifaklarda, vatandaşın gözünde ve gönlünde, siyasi partiler ile adayların ne kadar etkili olduğunu anladık. Partinin aldığı oy ile adayın aldığı oy arasında dağlar kadar fark var.
Silivri’den örnek vermek gerekirse,
Muharrem İnce 51 bin oy alırken, Recep Tayyip Erdoğan 46 bin oy almış. Aradaki fark 5 bin.
CHP 39 bin 500 alırken, AK Parti 38 bin oy almış. Aradaki fark bin 500.
Meral Akşener 8 bin oy almış ama partisi kendi oyunu geçerek 12 bin oy’a ulaşmış. Aradaki fark 4 bin.
7 Haziran 2015 seçimlerinde 12 bin oy alan MHP, 1 Kasım’da 9 bin 600 oy’a gerilemiş, 24 Haziran’da ise son seçimlerdeki oyunu korumayı başarmış ve 9.500’de kalmış.
*
Genelde alınan oylar yerelde aynı şekilde yansır anlamı taşımıyor, ki bunu en iyi MHP örneğiyle görüyoruz, bu yüzden partilerin iddiasıyla hareket etmek gerekiyor. Genelde, adayların kendi oyları ile partilerinin aldığı oylar arasındaki farklar ortada. Nasıl ki oy kaymaları yaşanmış, işte yerel seçimlerde de aynı kaymalar yaşanıyor. 31 Mart 2019’da yapılacak mahalli idareler seçimlerinde en büyük rol adaylara verilecek. Eğer ki partiler, iyi adaylar ile yarışa girecek olursa kendi hanelerine iyi bir puan yazdırabilir. İddiasız, söylemsiz, eylemsiz ve güven vermeyen adaylar ile yola çıkan siyasi partiler, vatandaşlardan oy alamayacağı gibi, kamuoyunda bazı soru işaretleri oluşmasına sebebiyet vereceklerdir.
*
Bugün gelinen noktada gözler MHP ve İyi Parti’ye çevrildi. 24 Haziran seçimlerinde MHP en çok oyu AK Parti’den almış, İyi Parti ise CHP’den. “Neye göre, kime göre?” diye sorabilirsiniz. Seçim sonuçlarını incelerseniz, CHP’nin oy aldığı sandıklardan İyi Parti’ye oy çıktığını rahatlıkla görebilirsiniz. AK Parti’nin genel politikasına, milletvekili listesine gösterilen tepkiden kaynaklı, MHP’ye verilen oyları da görmeniz mümkün. MHP’nin bir diğer kazanımı tabi ki Volkan Yılmaz. Volkan bey milletvekili adayı gösterilmeseydi, bu sonuçlar bile elde edilmeyebilirdi.
*
Farz edelim bu dört parti iyi adaylar buldu, çıkardı ve sahada etkinler. Meclis listeleri halkta karşılığı olan, aynı zamanda vizyon sahibi isimler diyelim. İktidara gelmek için iktidara muhalefet ediyor, hatalarını ve yanlışlarını dile getiriyor, yapılamayan hizmetlerin yapılacağını söz veriyor. Sonuç yine aynı mı olurdu? 2014’ün aynısını mı yaşardık?
(Şunun da altını çizerek belirtelim, iktidara gelmek seçime 3 ay kala çalışmak değildir; iki seçim arasındaki dönemi sağlıklı bir şekilde kullanabilmektir.)
Partilerdeki aday adayları arasından “bir aday” seçiliyor. Ve bu adaydan kaynaklı olumsuzluklar, partilerden kaynaklı sebepler, seçmen gözünde her zaman tepkiye sebeptir. Önemli olan, bu tepkileri geri kazanabilmek veya kendine katabilmektir.
MHP ve İyi Parti’nin kararlılık gösterdiği bir seçim ortamında, AK Parti ve CHP için risk var demektir.
Adaylar bir netleşsin, siz o zaman bakın gürültüye.   

YORUMLAR

  • 0 Yorum