CHP delegesi olsaydım
Eren Ermiş

Eren Ermiş

[email protected]

CHP delegesi olsaydım

19 Kasım 2015 - 16:59

Başlığa bakıp, "vayyy, vışşş, hacııı, n'oluyor CHP falan, ne iş" diye düşünüp aldanmayın. Arasıra yaptığım bir şey. Siyasetçileri, "empati kurarak" değerlendirdiğim zamanlarımdan birine daha şahitsiniz, o kadar. Genelde "mesleki bakış" diye sıyrılıyoruz aradan. Ama burada birilerini ikna etme çabası değil, empati kurup şahsı fikirlerimi beyan etme durumu söz konusu.

"CHP delegesi olsaydım Suna Göçengil'e oy verirdim" derken şu:

CHP Silivri İlçe Örgütü, 29 Kasım'da kongre yapacak ve yeni ilçe başkanını seçecek.

Suna Hanım'ı ne çok tanırım, ne çok iyidir diyebilirim, ne kefil olurum ne de kendisine güvenebilirim. Henüz olgunlaşmamış tanışıklığımıza rağmen 'oy verebiliyorsam', empati kurup bütün ön yargıları ve olumsuz ihtimalleri bir kenara bırakışımdandır.

Suna Göçengil, kongrede yeniden başkan adayı. Şuanda alternatif isimler yok ama varmış gibi düşünelim; Selami Değirmenci ya da Mümin Koçoğlu'nun bayrak yarışına katılıp, delegelerden oy istediğini varsayalım.

Sürpriz bir isim aday olup ikna edemediği sürece benim oyum yine Suna Göçengil'indir!.. Tekrar söylüyorum; Göçengil'i yeterince tanımıyorum, çok iyi mükemmel insandır diyemem, kesinlikle sözlerine kefil olamam, dolayısıyla kendisine güvenemem. Göçengil'in bendeki en büyük izlenimi, "demokrat bir duruş" sergilemesidir. Uzaktan öyle görünüyor.  

***

7 Haziran seçimlerinde Silivri sandıklarından adeta altı ok fışkırınca bu başarının müsebbibi Suna Göçengil ve yönetimi gösterilirken, 1 Kasım'da AK Parti arayı kapatınca "Göçengil kötü" öyle mi?

Göçengil, "7 Haziran'da ve 1 Kasım'da başarılı olduk" demekte haklı, çünkü partisini birinci çıkaran ilçe başkanı makamındadır. Hatalarını ve eksiklerini kabul ediyor olmasıyla birlikte, 1 Kasım seçimlerindeki düşüşün artı ve eksiklerini çok iyi değerlendireceğini biliyorum. Eleştirilere açık tavrı, ayrım yapmaksızın selamlaşması, sert duruşuna rağmen (bazı durumlarda zorla da olsa) gülücükler saçması, insanlarla samimiyet kurma gayreti, "demokrat duruş" tezimle örtüşüyorsa; yeni bir hak tanımak için oy vermeme engel değil.

Siyasi hedefleri vardır/yoktur bilemem, siyasi kariyerinde başka görevlere yükselmek niyetindedir bilemem, ancak benim gördüğüm bu defa daha farklı, daha istekli bir CHP ilçe başkanlığı yapacağı imajıdır.

***

Geçen günkü basın toplantısında özetle sordum: Selimapaşa'da bu başarısızlığın kaynağı ne? Gümüşyaka'da 7 Haziran'da 1'inci, 1 Kasım'da 2'ncisiniz. Neden oluyor? 

Hiç lafı evelemedi gevelemedi. Özeleştiri yapıp, "Demek ki kendimizi ve partimizi iyi anlatamamışız. Şimdi daha farklı bir yöntem izleyeceğiz" savunmasını açık yüreklilikle ifade etti. Tabi bazı teknik sebepleri de ekledi. Yani çok duydum yenilgiyi kabullenmeyip "aslında başarılıyız" ya da "parti içindeki bazı hainlerden kaynaklanıyor" gibi kılıfları... 

Kolay değil... Atamayla gelip tüm ilçenin sorumluluğunu üslendi ve 7 Haziran-1 Kasım gibi 2 genel seçim gördü. Belediye başkanının kuklası olduğu söylendi/söyleniyor. İnsanlara soğuk durduğu, mesafe koyduğu söylendi/söyleniyor. Bunları söylemeyenler, başka söyleyecek ne bulabilirdi ki?

Her seçim ayrı bir tecrübedir. Suna Hanım "bu işi öğrendi" demek lazım. Göçengil, eğer ilçe başkanı seçilirse yeni görev döneminde daha farklı bir şekilde karşımıza çıkacaktır...

 BU İLTİFATIN ANLAMI

"Merhaba Eren bey, öncelikle davetimi kabul ettiğin için teşekkür ederim. Dünya görüşü ve duruşuyla aynı çizgide olduğum için senin gibi insanlarla bir arada olmaktan huzur buluyorum. Genç, azimli ve araştıran cesur bir gazeteci ile de tanışmış oluyorum, aynı zamanda bu da bir başka şans benim için. Hiç tanımadığın birisi olarak "siz" diyerek söze başlamak gerekirdi ama bu yürekli insanla baştan resmi mesafe olurdu. DSP siyasetiyle ve kültürüyle büyümüş birisi olarak bu mesafeyi araya koyamazdım, bunu da belirtmek istiyorum. Ortaçağ karanlığına hızla yaklaşan ülkemizde çalışmalarında başarılar diliyorum. Almanya'dan sevgi ve selamlar... Metin GÖKTÜRKLER"

Metin Bey'e bu övgülerinden ötürü teşekkür ederim, bilmukabele. Yazımın ilk bölümünde CHP'li olmaktan bahsedip oy kullanınca, okuyanlar doğal olarak sol'a yaklaştırabilir. Okurlarım tarafından zaman zaman benzer mesajlar alıyorum. Demokratik Sol Parti (DSP)'li Metin Bey'in "aynı dünya görüşündeyiz" şeklindeki bu ifadesi, aslında bir cevap hakkına yol açıyor ama, bu cevap kendi siyasi görüşümü açıklamakla ilgili değil, "Kendilerinden biriymiş gibi görüyor olmam" açısından şart. İşte her gazeteci bunu başarabilmeli. Tek düze, tek taraf, tek fikir, tek ideolojiyi savunup, diğerlerini yerenlerden olmamak... Tadı müthiş, keyfi başka...

Meselem, mahallemdeki çöpler temizlensin, yapacak biri varsa buyursun...

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum