Atatürkçüler... Darbe... Özgür Basın... Direnme Hakkı...
Eren Ermiş

Eren Ermiş

[email protected]

Atatürkçüler... Darbe... Özgür Basın... Direnme Hakkı...

29 Temmuz 2016 - 16:32

ATATÜRKÇÜLER

Mustafa Kemal Atatürk'ün bu millete kazandırdığı en büyük eser tartışılmaz; Cumhuriyet'tir. Ve bu cumhuriyetin anayasasıdır. Eğer darbe engellendiyse, bir daha yapılmaması için önlem alınmaya devam ediyorsa, Atatürk'ün kazandırdığı yasalar sayesindedir.

Darbeci hainlerin bu alçak kalkışmasını öğrenince, kışlalarda canını veren cesurlar, kanında Atatürk olmayı arzulayan cengaverlerdir.

"Sabaha kadar çatıştık" diyen şanlı ordumuzun kahramanlarının bu söylediklerini pür dikkat dinleyin ve seyredin, tüyleriniz diken diken olacak. Bu milletin yılmaz bekçileri, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarındaki yenilmez ruhun kaybolmadığı subaylardır. Çanakkale imanıdır.

Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bu itikada ve imana sahip kahramanlar hiçbir zaman tükenmeyecektir. Darbenin, Müslüman alemine yönelik bir Haçlı saldırısının olduğunu en başında idrak edenler, canları pahasına bu teşebbüsün önüne geçtiler. Sokakta şehadete erişenler ve şehadeti isteyenler ile, kışlalarda sabaha kadar çarpışan Mehmedim'e selam olsun.       

UMMADIK TAŞ, BAŞ YARARMIŞ

"Ummadığın taş baş yarar" derler, ki aynen öyle oldu. O sokağa çıkan kahramanlardan bazıları var ki, başka bir gün sokakta görüp "omuz atsan" ağzını açmaz...

Yolda çevirip "iki tokat" sallasan gık demez...  

"Ne bakıyon lan tip tip" deyip sataşsan, 'Yok abi sana bakmadım, özür dilerim' der yoluna devam eder...

Gördük ki tankın önüne yattılar. Elindeki sopanın, taşın, helikopteri düşüremeyeceğini bile bile havada vurmaya çalıştılar. Dökme demir yığını tankları tekmelediler, yumrukladılar.

F-16'larla alçak uçuş yapan alçak pilotları, bir apartmanın çatısına çıkıp, "Durdur lan uçağı, indir lan uçağı" diyerek müdahale etmeye çalıştılar.  

İşte biz böyle bir milletiz. 7'den 70'e herkes, vatan dedi başka bir şey demedi. Damarlarımızdaki asil kan, harekete geçti...  

DİRENME HAKKI?!

Şu darbeden kendine malzeme çıkaran bir gazeteciler oldu, bir de CHP. Hadi biz ona buna yazıyor, eleştiriyor ediyoruz da, CHP'ye ne oluyor? 

15 Temmuz'daki o bitmeyen gecede, "CHP demokrasiden yana" başlığı attım. CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu'nun "hükümetin yanındayız" mesajı tam isabetliydi. Ancak bir gün sonra, darbe bastırılınca, CHP'nin demokrasi söylemi değişti. Kılıçdaroğlu, "direnme hakkı" deyince, Silivri'dekiler de ucundan tuttu. Zaten genel merkez yöneticilerinin darbeye yönelik ifadelerini, olduğu gibi bize okudular. Mesela Melih Yıldız, Silivri meclisinin olağanüstü toplandığı gün, aldı eline kağıdı okudu: "Vatandaşımız direnme hakkını kullandı. Hukukun çiğnendiği, özgürlüklerin engellendiği, anayasanın yok sayıldığı anlarda direnme hakkının meşru olduğunu gördük."

CHP İlçe Başkanı Suna Göçengil de keza öyle. Siyasi partilerle birlikte yapılan demokrasi yürüyüşünde sahneye çıktı, "Millet direnme hakkını kullandı. Direnme hakkının meşru olduğunu gördük" dedi.

Yani...

Hükümeti ve Cumhurbaşkanı'nı hep şunlardan vurmadılar mı: "Diktatörlük geliyor... Anayasa çiğneniyor... Özgürlükler engelleniyor... Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkıyor."

Demek istiyorlar ki,

"Siz bunları yaptığınız zaman, bizler direnme hakkımızı kullanırız, ona göre. "

Ya da...

"Sizler bunları yaptığınız için, biz Gezi'de direnme hakkımızı kullandık. Yaptığımız meşrudur."

METİNER'İN SÖYLEDİKLERİNDEN VEKİLLER DERS ÇIKARSIN

AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner, demokrasi nöbetlerinin 14'üncü gününde Silivri çarşı meydanındaydı. Sahneye çıktı ve net konuştu:

"Sizlere can kurban can. Sizler bizi düştüğümüz yerden kaldırdınız, kurtardınız. Sizlere afra tafra yaparsak, yazıklar olsun bizlere. Sizler sokağa çıkmasaydınız, bu darbe girişimini engellemeseydiniz, ya şahadet şerbetini içmiştik ya da onurlarımız gidecekti. Siz bizlere yeniden makamlarımızı bahşettiniz ya, yeniden hayatımızı verdiniz Yüce Rabbimiz sayesinde.

...Size karşı büyüklük asla yakışmaz. Başkanmışız, bakanmışız, milletvekiliymişiz.. güç sizin gücünüz ya bütün bu makamları bize veren sizsiniz."     

Her milletvekili ya da her AK Partili vekil, ne yazık ki milletin önemini, milletin gücünü bilmiyor. Diyor ya Metiner, "afra tafra yaparsak yazıklar olsun" diye. Anca mı akılları başına geldi sormak isterdim?
Metiner'i bu dobra sözlerinden ötürü taktir ederim, ancak bölgemizde afrasından tafrasından geçilmeyen çok sayıda milletvekili var. Özellikle AK Partili...

İnşallah Metiner'in bu sözleri bazı vekillerin kulaklarına küpe olur. Silivri'ye geldiklerinde ya da gelme ihtiyacı duyduklarında, etrafına bakmakta kör olmazlar, millete kulak tıkamazlar...     

ÖZGÜR BASIN YALANI

Basın hiçbir zaman özgür olmadı ki darbe dönemlerinde olsun. Birkaç gazete ve birkaç televizyonun özgürlüğü dışında, genele yönelik özgürlükten bahsedemeyiz. Devletin bütünlüğüne kasteden, toplumsal düzeni yıkmaya çalışan medya grupları kapanmaya mahkumdur. İşte OHAL'de bunları görüyoruz.

Ancak...

Siyasilerin "özgür basının önemini" anlatmaları çok komik ve yalanın daniskasıdır. Hem de koca bir yalanın. Şahsen ben özgür falan değilim. Ne kadar özgür olmaya çalışırsam, o kadar batırmaya, yok etmeye çalışıyorlar. Silivri'de basın özgürlüğünden bahsedenler, millete en büyük yalanı söyleyenlerdir. Onlar kendilerini biliyor.

-Reklam verenleri tehdit ederler ya da reklam verenden vazgeçirirler.

-İnsanları, gazetecilerle yan yana fotoğraf çektirmeye korkuturlar.

-Belediyenin gazetelere verdiği ilan/reklam bütçesini, sadece kendilerini eleştirmeyenlere, kendi gibi düşünenlere dağıtırlar. Sonra adaleti ve eşitliği savunurlar.

Şimdi soruyorum: Nerede adalet ve eşitlik savunucuları? Nerede basın özgürlüğü ve kamu paydaşlığı?         

Sırf eleştiriyoruz diye bunca baskıya, zulme, adaletsizliğe ve eleştiriye gerek var mı? Hakaret etmem, iftira atmam, yalan yazmam, sadece eleştiririm, eleştirel haber yaparım. Eğer bunlardan şaştıysam, Yüce Mahkemeler orada, gitsin versinler. Hatta iddia ediyorum ki, -bunu şahsım adına söylüyorum- benden objektif, benden tarafsız bir yazar yoktur Silivri'de. Ama isteniyor ki taraflı olayım, yanlı olayım, birilerinin sözcülüğünü yapayım. Hayır!

13 yıllık meslek hayatımda çok siyasetçi gördüm. Selami Değirmenci, Hüseyin Turan ve şimdi Özcan Işıklar. Bu kişiler, sadece göz önünde olanlarıydı. Meclis üyeleri ve ilçe başkanları...

Öncekiler nasıl gittiyse, şimdikiler de gidecek. Ama gazeteci Eren Ermiş ya da gazeteciler, varlığını sürdürecek. Hangi şart ve koşulda olursa olsun, yazacak bir gazetesi, eleştireceği bir internet sitesi, fotoğraflarını yayınlayacağı bir yayını olacak...

EREN ERMİŞ
Silivriden.com İmtiyaz Sahibi
Kasaba Gazetesi İmtiyaz Sahibi

YORUMLAR

  • 0 Yorum