Silivri'de seçimin geleceği, MHP'nin ve HDP'nin oylarındaki düşüş miktarına bağlı olarak şekillendi.
Seçimlere bir hafta kala kiminle konuşsan sonuç ve tablo olabildiğince karışık gözükmeye başlamış durumda idi.
Herkesin tahminleri ve beklentileri arasında muazzam bir farklılık vardı.
Ben farklı bir yorum getireyim.
1 Kasım akşamı sandıkta çıkan sonuçla birlikte Silivri'de derin bir şok geçiren siyasiler, nasıl oldu da bunu göremedik diyorlar?
Kazananlara gelince, onlar zaten bu oy oranını tahminini bile edemediler. Saat 8'e kadar ortalıkta kimse yoktu!..
Hayal kırıklığının dozunu hafifletmek istiyorsanız, şimdiden kendinize şunu sorun:
Herkesin tarafı hem bu kadar belliyken, hem bu derece belirsizlik içerisinde nasıl net bir sonuç alındı?
Nasıl oldu bu iş?
Seçmen, tarafını belli etmediği için mi, hayır değil.
Bugüne kadar olmayan bir siyasi cepheleşme yaşanıyor toplumda.
Arada gidip gelenler yüzde onbeş. Kararsızlar, nihai sonucu tayin etti.
Sonucu doğrudan etki eden bir kitle blok olarak oy verdi.
Geriye şu seçenek kalıyor:
Her yerde anket muhabbeti yapılsa da ,seçmen kararlı gözükse de bir şekilde seçimin çok farklı olacağını herkes gördü görmesine ama sonucu gören olmadı.
Meydanlarda olmayan kalabalığa ve anket sonuçlarına rağmen bir deprem yaşandı.
Sandıktan çıkacak olan sonuç genelde ve yerelde sürpriz oldu. Silivri'nin en büyük sürprizi diyebiliriz.
Ama kimsenin, ayağı yere basmadığından, tahminler hep taraflı olarak yapılıyor.
Meydanların nabzı için de her kesim kendi egosuna uygun açıklamalar peşinde. Bu kendimizi aldatmaktan başka bir şey değil.
Ama sandık gelir her şeyi yıkar geçer işte böyle!
Galiba bu kez, seçmenden bir umutla sol ve milliyetçi gösterip sağ vurması beklenmiyordu.
Ama seçmen "ben birlik istiyorum, umut istiyorum istikrar istiyorum, kavga istemiyorum" dedi.
YORUMLAR