Kadın emeğini sanatla buluşturan dernek, Silivri’de dayanışmanın en sıcak örneklerinden biri olmaya devam ediyor. Silivri Rehber Dergisi olarak Evim Atölyem Dernek Başkanı Derya Küçük ile kuruluştan dönüşüme uzanan ilham verici yolculuğu konuştuk.
“Evim Atölyem” fikri nasıl doğdu? Dernekleşme süreci nasıl şekillendi?
Kadınların sanatla buluşabileceği, kendini ifade edebileceği güvenli bir alanın olmayışı. Çevremizde, yaratıcı üretken kadınların ürettiklerini ortaya çıkaracakları mecralara ulaşamaması veya nasıl ulaşacaklarını bilememesi bizi bu sürece taşıdı. Bu kadınların evde kalan sessiz üretimini görünür kılmak istedik. Bir grup gönüllü kadın olarak bir araya geldik, 11 kurucu üyeyle (Derya Küçük, Rabia Gürleyen, Nilay Akalın, Kadriye Başaran, Meral Oraliş, Azize Babaoğlu, Emine Esen, Eyübe Sirkecioğlu, Özlem Türkkan
Selda özgüler, Şayan Uğraş Çolak) dernekleştik. Bugün, Evim Atölyem bir mekândan çok daha fazlası; bir umut alanı, bir buluşma noktası.
Derneğin temel hedefi nedir? Kadın emeğini hangi alanlarda görünür kılmayı amaçlıyorsunuz?
Amacımız çok net: Kadın emeğini saygınlaştırmak ve görünür kılmak. Bunu sadece ekonomik değil, kültürel ve sanatsal bir ifade biçimi olarak da görüyoruz. Sepetten çiniye, seramikten tekstile, geleneksel el sanatlarından çağdaş sanatlara kadar birçok alanda üretim yapıyoruz. Her kadının içinde var olan yaratıcı potansiyeli görünür kılmak istiyoruz.
Kadınların ekonomik hayata katılımını nasıl destekliyorsunuz? Görünmeyen kadınlara nasıl ulaşıyorsunuz?
Derneğimizde kadınlara hem beceri kazandırıyor hem de bu becerileri gelire dönüştürmeleri için destek oluyoruz. Ürettikleri işleri satışa çıkarabilecekleri mecralarla onları buluşturuyoruz.
Çevremizde üretiminden haberdar olduğumuz kadınları üye olmaya teşvik ediyoruz. Kadınlar, üretmenin ve paylaşmanın keyfini keşfettikçe biz de hem nitelik hem nicelik olarak çoğalıyoruz.
El sanatları sizce bir ifade biçimi mi? Bu süreçte kadınlar nasıl bir dönüşüm yaşıyor?
Kesinlikle. Yüzyıllardır zaten böyle. Biliyorsunuz el sanatları bir tür anlatım biçimi; kimi zaman geçmişin izleriyle, kimi zaman geleceğin hayaliyle şekilleniyor. Kadınlar kendilerini yeniden keşfediyor. Çamurla, fotoğrafla, resimle duyguların somutlaşması veya bir söğüt dalından şık bir avizenin ortaya çıkması. Bir ipi bir kazağa dönüştürüp onun kullanılması takdir görmesi. Bir kadının gözlerindeki mutluluğa dönüşmesi sanatın ve üretmenin dönüştürücü gücüne en güzel örnek.
Silivri’deki kadınlar üzerinde ne gibi somut etkiler gözlemliyorsunuz?
En büyük değişim, özgüven. Sessiz, çekingen bir kadın bir süre sonra üretimini sergiler hale geliyor. Kimi kadınlar sosyal hayata katılıyor, kimi ufak satışlar yaparak gelir elde ediyor. En önemlisi, yalnız olmadıklarını hissediyorlar. Ortak üretimle dayanışma da gelişiyor. Dostluklar arkadaşlıklar bir gruba ait olma hissi hepimize iyi geliyor.
Sizi en çok etkileyen proje hangisiydi? Yeni dönemde neler planlıyorsunuz?
Dernek olmadan önce yaptığımız her proje cidden etkileyiciydi hiç birini diğerinden ayıramıyorum. Ama dernek olduktan sonra hiç tereddüt etmeden Kalepark’ta düzenlediğimiz Örgü Şenliği diyebilirim. 350 kadın Cumhuriyetin 101. yılında 101 battaniyeyi örerek huzur evlerindeki büyüklerimize hediye etmiştik. Ürettik, mutlu olduk, armağan ettik, birlik olmanın keyfini yaşadık, özetle bir insanı mutlu edebilecek her duyguyu o gün yaşadık.
Sizi bu süreçte en çok motive eden şey neydi? En büyük zorluk ne oldu?
Kadınların ürettiklerini satabildiklerindeki mutluluğa tanıklık etmek tarif edilemez bir motivasyon kaynağı. Ürettiği veya satabildiği ilk objeyi heyecanla gösteren bir kadının gözleri her şeyi anlatıyor.
En büyük zorluk ise maddi kaynak eksikliği oldu. Küçük bağışlarla, gönüllü desteklerle ilerlemeye çalıştık. Ama her zorluk aynı zamanda yaratıcı çözümler üretmemizi sağladı.
Silivri’de nasıl bir kadın dayanışması ağı oluştu? Kurumsal iş birlikleriniz var mı?
Dernek üyeleri arasında zaman içinde oluşan bir dayanışma mevcut. Yerel gazetelerde sağ olsunlar gönülden destek oluyorlar.
Belediye ile temaslarımız var. Bizi başından beri başkanımız destekliyor. Başta bizi rakip gibi görenler sanırım zaman içinde niyetimizin kendimizi değil, üyelerimizi derneğimizi parlatmak olduğunu anlamışlardır. STK’larla da zaman zaman proje bazlı iş birlikleri yapmayı düşünüyoruz.
Son olarak, Evim Atölyem’in 5 yıl sonrasını nasıl hayal ediyorsunuz? Kadınlara, gençlere ne söylemek istersiniz?
Hayalim, Evim Atölyem’in yerelin dışında da dikkat çekmesi bunun gerçekleştiğine zaman zaman tanık oluyoruz. Bu konuda yerelde gördüğümüz takdiri Silivri dışından da görmeye başladık. Kadınların kendi kooperatiflerini kurduğu, gençlerin aktif olarak dâhil olduğu bir yapıya dönüşmesi. Sadece Silivri’de değil, kırsalın her köşesinde bu gibi alanlara ihtiyaç var.
Üretmek isteyen herkese şunu söylemek isterim: Küçük başlayın ama cesur olun. Sadece bir fırça, bir dikiş iğnesi, bir parça kil yeterli olabilir. Kendinize güvenin, çünkü bir şeyler üretmek aynı zamanda kendinizi yeniden kurmaktır.
Evim Atölyem Derneği, sanatın ve emeğin iyileştirici gücünü kadınlar aracılığıyla topluma taşıyor. Ve gösteriyor ki; bir araya gelen birkaç kadın, bir ilçenin çehresini değiştirebilir. Aslında yaptığımız şey iyi olan her şeyi çoğaltmak.
"Küçük başlayın ama cesur olun!"
Kadın emeğini sanatla buluşturan dernek, Silivri’de dayanışmanın en sıcak örneklerinden biri olmaya devam ediyor. Silivri Rehber Dergisi olarak Evim Atölyem Dernek Başkanı Derya Küçük ile kuruluştan dönüşüme uzanan ilham verici yolculuğu konuştuk.
08 Aralık 2025 - 11:45




YORUMLAR