Diz ağrısı çekenlerin sayısı hızla...

Diz ağrısı çekenlerin sayısı hızla artıyor!

Vücudumuzun neredeyse tüm yükünü çeken dizlerimiz günümüzde artık sadece yaşlılıkta değil, genç yaşlarda da alarm veriyor! Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mirza Zafer Dağtaş, halk arasında ‘eklem kireçlenmesi’

Diz ağrısı çekenlerin sayısı hızla artıyor!

Vücudumuzun neredeyse tüm yükünü çeken dizlerimiz günümüzde artık sadece yaşlılıkta değil, genç yaşlarda da alarm veriyor! Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mirza Zafer Dağtaş, halk arasında ‘eklem kireçlenmesi’

Diz ağrısı çekenlerin sayısı hızla artıyor!
22 Kasım 2023 - 10:01

Vücudumuzun neredeyse tüm yükünü çeken dizlerimiz günümüzde artık sadece yaşlılıkta değil, genç yaşlarda da alarm veriyor! Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mirza Zafer Dağtaş, halk arasında ‘eklem kireçlenmesi’ olarak bilinen bu sorunun son yıllarda giderek yaygınlaştığını belirterek “Oysa genç yaşlardan itibaren alınacak basit ama etkili önlemlerle diz eklemindeki kıkırdakları güçlendirebilir, ağrı ve şişlik nedeniyle günlük yaşam kalitemizin düşmesini engelleyebiliriz” diyor. Günümüzde teknoloji ve tıptaki hızlı gelişmeler sayesinde tedavide çok önemli yol kat edildiğini ve kişiye özel tedavi planı ile yüz güldürücü sonuçlar alınabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Mirza Zafer Dağtaş, diz sağlığı için alınması gereken 5 etkili önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Ülkemizde çok sık karşılaşılan ve gittikçe yaygınlaşan diz ağrıları kişinin günlük yaşam aktivitelerini son derece olumsuz etkilerken, zamanla sosyal hayattan kopmasına ve  yalnızlaşmasına da neden olabiliyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mirza Zafer Dağtaş “Diz ağrıları toplumda oldukça sık karşılaşılan bir sağlık sorunudur. Dizlerimizde menisküs dediğimiz dizin hareketini kolaylaştıran yapılar ile dizin gücünü sağlayan bağlar yer alır. Diz eklemini oluşturan uyluk ve kaval kemiği ve asıl ağrıların kaynağı olan kıkırdak yapı da bu kemiklerin tüm yüzeylerini kaplar. Diz ağrıları diz içi yapılardan kaynaklanır. Bu yapılardaki tüm yıpranmalar bize diz ağrısı olarak geri döner” diyor. 

Amaç kıkırdak yapıya destek olmak!
 
Vücudumuzun zedelenen diz yapılarının birçoğunu kendisinin tamir edebilme özelliğine sahip olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Dağtaş şöyle konuşuyor: “Zedelenmiş menisküs, esnemiş diz bağları hatta kemikteki çatlak ve kırıklar tamamen iyileşme potansiyeline sahiptir. Kıkırdak yapının kendini tamir yeteneği ise çok düşüktür. Modern tıp da bu kıkırdak yapıyı yeniden sağlamlaştırmak üzerine kafa yormaktadır. Kıkırdak yapımına destek olan ilaçların, diz içi iğnelerin ve kök hücre çalışmalarının temel amacı insan vücudunun düzeltme kapasitesi sınırlı olan bozulmuş kıkırdak yapısına destek olmaktır.”

Sabır gerektiren bir süreç!

Kıkırdak kaynaklı ağrıların tedavisinin zorlu ve sabır gerektiren bir süreç olduğunu, kesin ve tek seferde büyük bir başarı elde etmenin neredeyse imkansız olduğunu vurgulayan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mirza Zafer Dağtaş, “İşte bu süreçte ‘mutsuz diz’ kavramı  karşımıza çıkmaktadır. Diz ağrısı olanlar hekime başvurup, kolaylıkla tanı alıp, tedaviye ulaşırlar. Fakat kıkırdak hastalığının zorlu ve başarı oranı düşük sürecinde mutsuz olurlar. Mutsuz, ağrılı dize sahip bireyin sosyal hayatı da etkilenir. Seyahat ya da basit dolaşma gerektiren faaliyetleri yapamaz hale gelir. Hareketlerini azaltan kişi daha da kilo alır ve bu bir kısır döngüye girebilir” diyor. Diz ameliyatlarını zamanında planlamanın çok önemli
 olduğunu belirten Doç. Dr. Dağtaş tüm tedavi seçeneklerinin hasta ile birlikte karar verilerek basamak basamak uygulanması gerektiğini, çoğu zaman son çare olarak görülen diz ameliyatlarının ise zamanında planlanmasının önemli olduğunu söylüyor. 

Kişiye özel tedavi planı önemli!

 Menisküs, bağ ve kemik kaynaklı diz ağrılarında uygun tedaviler ile önemli ölçüde iyileşme sağlanabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Dağtaş “Daha önce uygulanan tedavilerin sonuç vermemesi veya yapılan ameliyatların beklentiyi karşılamaması mutsuz diz hastalarının ortak özellikleridir. Bu hastalarda tedaviye olan inanç da azalmıştır. Diz ağrıları dolayısıyla kendilerini sosyal hayattan izole ettikleri gibi rutin işleri bile ertelemek zorunda kaldıklarından psikolojik açıdan ruhsal çöküntüye girmektedirler. Ancak bu bir kader değildir. Günümüzde kişiye özel tedavi planlaması sayesinde önemli başarılar sağlanabilmektedir. Mutsuz diz hangi aşamada olursa olsun tedavi edilebilecek bir hastalıktır” diyor. 

Diz sağlığını korumanın 5 etkili yolu!

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mirza Zafer Dağtaş, olası bir sorunda hekime başvurmayı ertelemeyip bir an önce tedaviye başlanması gerektiğini belirtirken  “Her ne kadar zorlu ve sabır gerektiren bir süreç olsa da her diz rahatsızlığının mutlaka tedavisi vardır, umutsuzluğa kapılmayın” diyor. Doç. Dr. Dağtaş, diz sağlığını korumanın 5 etkili yolunu da şöyle sıralıyor;  

Dengeli beslenin, ideal kilonuzda olun
Yokuş ve inişlerden kaçının
Haftada 3 kez 40 dakika düz yürüyüşler yapın
Dizlerinizi uzun süre bükülü tutan faaliyetlerden kaçının
Ağrılı dizinizi zorlayıp üstüne gitmeyin
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Huzursuz bacak sendromu genç yaşlı herkesi etkiliyor
Huzursuz bacak sendromu genç yaşlı herkesi etkiliyor
Gençlerde nedeni bilinmeyen bayılmalara dikkat!
Gençlerde nedeni bilinmeyen bayılmalara dikkat!