Silivri Devlet Hastanesi


Son zamanlarda Silivri Devlet Hastanesi’ne gittiniz mi bilmiyorum ama gitmediyseniz mutlaka gitmelisiniz. İster gezip görmek, isterseniz tedavi olmak için. Meslek gereği bizim genelde yolumuz düşüyor. Ama iş gereği fark edemediğimiz detaylar da olabiliyor. Hastalık başa gelince anlıyor insan.
Ne olduğunu anlatmadan önce yapısal değişimden kısaca bahsedeyim.
*    
Birkaç ay önce acil servis bölümündeki hizmet sisteminin değiştiğini haber yapmıştık. Mehmet Fatih Velibeyoğlu’nun “başhekim” olarak göreve başlamasıyla birlikte bazı yenilikler fark edildi. Hastanelerde sistemsel değişimlerin çoğu bakanlık kararlarıyla hayata geçiriliyor. Bu değişimleri detaylandırmak ve kısa sürede yapabilmek yöneticilerin gayretleriyle ortaya çıkıyor. Sayın Velibeyoğlu’nun ikili ilişkilerinden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama “gerekli şartları hazırlama ve sorunları çözmede” başarılı görüyorum. Aslında şaşıracağımız bir durum olmaması gerekirken, görevini layıkıyla yapan bürokratları taktir etmek bizim toplumun geninde var.
Hastanenin yönetici kadroları, doktorları, sağlık personelleri, sanki her kez de bir değişim havası esiyor. Dolayısıyla bu havayı tepe sorumlusu olarak Sayın Velibeyoğlu’na bağlamak isabetli olacaktır. Hoşgörü ve otorite dengesini kurabiliyorsanız iyi bir yöneticisinizdir. Bunu herkes başaramıyor maalesef. Bunu sağladığınız vakit, işleyiş kendiliğinden ve olması gerektiği gibi devam ediyor.      
*
Acil servisindeki düzenlemeden memnun kalmayan vatandaşlar mutlaka vardır. Ama eskiye göre değerlendirdiğimizde eleştirmeye hakkımız yok. Şunun şurasında bir yıl önceki devlet hastanesinin acil birimiyle şimdi ki aynı mı? Daha nizami ve sistematik. Tiraj numarası alıyorsunuz, hastalık durumuna göre sarı, yeşil ve kırmızı alan kaydınız yapılıyor. Koltuklarınızda bekliyorsunuz, görüntülü ekrandan sıranız gelince acilde görevli doktor muayenenizi yapıyor. Tartışmaya açık tek kısmı devlet hastanelerindeki yoğunluk. Yanlış olmasın, ortalama günlük 1000 kişiye hizmet veren bir acil servisten bahsediliyor. Genişletilen ve yenilenen bir acil servisin yapımında Bayburtlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bayburtlu’nun büyük katkıları olmuş. Emeği geçenlere teşekkürler.  
*
Geçtiğimiz gün halsizlik, baş ağrısı, mide bulantısı ve terleme şikayetiyle hastaneye gittim. Acilden girdim, sıramı aldım. Personelin ilgi ve alakası ilk olarak burada karşınıza çıkıyor. Acil serviste görevli pratisyen hekim Hilal İşbilir’in muayenesinin ardından serum takıldı. Muayene alanı temizliği, doktorun güler yüzlülüğü, damar yolunu açan hemşire ve serumu takan sağlık personelinin ilgisi dikkatimi çekti. Uflayan, puflayan, insanlardan bıktığını her haliyle belli eden sağlık görevlileri gibi değillerdi. (Hep öylelermiş gibi anlaşılmasın, vatandaşın şikayetleri genelde böyle olurdu.) Serum bitti, damar yolu iğnesi çıkarıldı, doktor reçetemi yazdı ve hastaneden ayrıldım. 13 Eylül günü görevli olan tüm acil personeline teşekkür ederim.      
*
Başhekim Uz.Dr. Mehmet Fatih Velibeyoğlu’nun çalışmalarını görüyorum ve tebrik ediyorum. Gerek vatandaşlarla olan diyalogları gerekse yöneticilik anlayışları olsun teşekkürü hak eden çok sayıda isim var ama ben bazılarını bu haftaki köşeme taşımak istiyorum. Hastaların gönlüne taht kurma yolunda hızla yükselen doktorlarımız var. Personellerine saygıda kusur etmeyen yöneticiler var. Vatandaşlara olabildiğince ilgili davranan personeller var. İşte bazıları: Başhekim Yardımcısı Uz.Dr. Soner Oflazoğlu, İdari İşler ve Mali İşler Müdürü Bülent Çeliktürk, Ortopedi Uzmanı Dr. Ahmet Cemil Sökmen, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Hekimoğlu, Nöroloji Uzmanı Dr.Ümit Zanapalıoğlu, Dahiliye Doktoru Şadi Şinik,  Enfeksiyon Hastalıkları Doktoru Nuray Özgür Abravcı, Kadın Doğum servis sorumlusu Döndü Kurnaz, Anestezi Teknikeri Nurullah Arıkan, Hasta Kayıt personellerinden Kaan Karaoğlu, Uğur Uludağ, Süleyman Özdemir ve diyaliz biriminden Hüseyin Savaş
Not: Yazılmayanlar kötüdür, başarısızdır demiyorum elbette fakat bu haftalık teşekkür listesinde Onlar yer aldı. Yapacağım araştırmalarla birlikte önümüzdeki yazılarda diğer isimler muhakkak olacaktır.
Son söz:  “Başarılarını gizlemek en büyük başarıdır.” La Rochefoucauld