Ya Muharrem İnce kazansaydı


Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 36.Olağan Kongresi’nde Kemal Kılıçdaroğlu 790, Muharrem İnce 447 delegenin oyunu aldı. Böylelikle Kılıçdaroğlu 7’nci kez genel başkan seçildi.

Sonuçların Silivri’ye yansımasına bakarsak, CHP’lilerin bir bölünü Kılıçdaroğlu’nu, bir bölümü ise İnce’yi destekledi. Özellikle İnce’yi destekleyen grupta Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile ilçe başkanı Suna Göçengil ve yönetiminin bulunduğunun altını çizelim. Başkan Işıklar ile Muharrem İnce’nin hem akrabalık ilişkilerinden hem süre gelen dostluklarından böyle bir destek çıkardığı ortada. Eğer Sayın İnce, CHP’ye “genel başkan” olsaydı, şüphesiz Silivri’den bir genel başkan yardımcısı veya bir milletvekili çıkabilirdi.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun destekleyen grupta ise 15 yıl belediye başkanlığı ve bir dönem ilçe başkanlığı yapan Selami Değirmenci vardı. Değirmenci’nin kongre öncesi yaptığı “Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz” açıklamasını da hatırlatalım. Işıklar-Değirmenci arasındaki “genel merkez yarışını” değerlendirecek olursak, Sayın Değirmenci’nin yine kazandığını görüyoruz.

Hep söyledim, yine söylüyorum, ortaya bir sandık konulduğunda, Değirmenci’nin çıkmamasına imkan yok. CHP üyelerinin Değirmenci’ye olan ayrı bir ilgisinden kaynaklanıyor.  

Konumuza devam edelim…

***
Kemal Kılıçdaroğlu – Muharrem İnce arasındaki yarış, aslında bize birçok mesaj veriyor. Silivri açısından bakarsak, hemen şunu sorgulayabiliriz: Özcan Işıklar gidecek mi kalacak mı?
İnce’yi “maddi ve manevi” destekleyen Sayın Işıklar, Kemal Kılıçdaroğlu seçildiği taktirde akıbetinin ne olacağını düşündüyse “Artık yol göründü” diye içinden geçirmiş olabilir. CHP kulisleri bu durumu her ne kadar “demokrasi örneği” diye yorumlasa da, Kemal beyin artık İstanbul’a farklı baktığını söyleyebiliriz. Sayın Işıklar, sadece genel başkan yarışında Kılıçdaroğlu’na karşı çalışmadı, aynı gayreti İstanbul kongresinde de sergiledi. Elbette farklı fikirlerin desteklenmesi “parti içi demokrasi örneği” olarak değerlendirilebilir. Ancak, gelinen noktada ortaya çıkan manzara demokrasiden çok “gizli düşmanlık” görüntüsü sunuyor. CHP’nin ne bir MHP, ne de AK Parti gibi “sessiz ve derinden” bir parti olmadığını biliyoruz. Her şeyleri ortada olduğu gibi, “ileri demokrasinin anlayışının” milli konularda Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne tezat bir eyleme dönüştüğünü söylemek mümkün.

*
Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın, “Kılıçdaroğlu’na başkaldıran belediye başkanları” listesine girdiğini belirtmek isterim. Kendisi de bu durumu göz ardı etmeyecektir. Zira 2019 yerel seçimleri için şimdiden “aday olma ve aday belirleme” çalışmalarına başlamadığı taktirde kontrol kendinden çıkacaktır.  Belki de Özcan Işıklar şöyle düşünüyordur: “Eğer aday ben değilsem, benim istediğim olmalı.”      

Bu ismin kim olacağına ilişkin öngörüler daha şimdiden konuşulmaya başlandı. Şimdilik Bora Balcıoğlu ismi ön planda ama yenilerinin kulislere yansıması yakındır…    
***
Peki ya Muharrem İnce genel başkan seçilseydi?

Açıkçası Sayın İnce’nin 447 oy alacağını tahmin edilmiyordu. Diğer yandan 1080 imza ile aday olan Kılıçdaroğlu’nun 790 oy ile seçimi kazanması, aradaki 290 delegenin sanki “korku, endişe ve zorlama ile” Kılıçdaroğlu’nun yanında gözüktüğü, ancak gizli oylamada Muharrem İnce’yi desteklediği anlamı çıkarıyor. Dolayısıyla Muharrem İnce, bir sonraki “olağan kongrede” genel başkan seçilme şansını arttırdı. Ancak olağanı beklemeden “olağanüstü kongre” söylemleri daha ilk günden başlasa da, partinin köklü isimleri bunu “artık zor ihtimal” olarak değerlendiriyor.

*

Muharrem İnce genel başkan seçilseydi eğer, CHP’nin oylarında yükselme olabilirdi. Baykal’ın gidişi ve  Kılıçdaroğlu’nun gelişinden kaynaklı ortaya çıkan “değişim rüzgarı” nasıl ki bir artış sağladıysa, İnce’nin gelişi birkaç puan arttırabilirdi. Çünkü popülist siyaseti başarabiliyor. Çünkü biz popülizmi seven bir seçmeniz. Siyasetçide kendimizden bir parça görürsek veya duymak istediklerimizi söylerse oy vermeyi aklımızdan geçiriyoruz.  

İnce’nin genel başkan olmasıyla birlikte belediye başkanı Özcan Işıklar’ın “dünürlükten” kaynaklı şansına kim ne diyebilir ki? Türkiye’nin ana muhalefet partisi genel başkanı, dünürü. İstanbul adayları O’ndan geçer. Silivri’ye faydası olmaz mıydı? Elbette olurdu. Sayın Işıklar’ın “elindeki imkanlar dahilinde” bir şeyler yapmaya çalıştığını hepimiz görüyoruz. Ankara’da verilecek bir görev, Silivri’nin lehine olurdu. Şimdilik bu şansı kaçırdı ama “hiç olmayacak” anlamı taşımamalı. Eğer Kılıçdaroğlu’nun çizik attığı belediye başkanları arasında nasibini alırsa, siyaset sahnesinden de silinebilir. Siyasi kariyeri İnce’nin elinde…